VEFAKAR ARKADAŞLARIMIZ: ATLAR

 Köpeklerden sonra en sadık dostlarımızın atlar olduğunu biliyor muydunuz? Evcil atlar, sahiplerini hiçbir zaman terk etmezler.
25 'ten fazla türü olan bu sadık dostlarımız hiç yorulmadan bizi kilometrelerce uzağa taşıyabilirler. Atlar, tarih boyunca insana en çok yardımcı olmuş hayvanlardır.
Bugün sokaklarda binlerce araba ve bu arabalar için yapılmış yollar var. Oysa, bu arabalar ancak son yüzyılda insanlara hizmet etmeye başlamışlardır. Sizin dedenizin dedesinin doğduğu yıllarda hiç kimse araba diye bir şeyin varlığını bilmiyordu. O tarihte ulaşım ve taşıma işleri hayvanlar, özellikle de atlar sayesinde yapılıyordu.
Peki, atların yaşının kesici dişlerinin aşınıp yıpranmasına göre anlaşıldığını biliyor muydunuz? Atların yediği ot, kumlu ve tozlu olduğu için dişleri zamanla aşınır. Ancak Allah atların dişlerini çok uzun yaratmıştır. Bu dişler çene kemiğinin çok derinlerine kadar gömülen uzun şeritler halindedir. Yani dişlerin kök kısmı bizimkilere göre çok daha derinlerdedir. Diş aşındıkça kemiğin içindeki bölüm dışarı çıkar. Hatta yaşlı atlarda dişlerin kökü diş etinin yüzeyine gelir. Her bir diş, yemek yeme kabiliyetini yitirmeden 2.5-5 cm aşınabilir. İşte biz de bu aşınmanın miktarına göre atların yaşını tahmin edebiliriz. Düşünsenize; eğer Rabbimiz atlara böyle bir özellik vermeseydi, bu hayvanlar kısa sürede dişlerini kaybedip açlıktan ölürlerdi..
Rabbimiz, atın tüylerine de çok önemli bir özellik vermiştir. Atların tüyleri vücut ısılarının ayarlanması için termostat, yani ısı ayarlayıcısı görevi görür. Vücutları her zaman 38 derece sıcaklıkta olmalıdır. Bu ısının korunması için soğuk kış günlerinde atın tüyleri uzar, sıcak mevsimlerde ise dökülür ve vücut ısısının sabit kalmasını sağlar.

İşte size ilginç bir özellik daha: Atlar ayakta uyurlar! Peki nasıl olur da uyurken yere hiç düşmezler biliyor musunuz? Çünkü bacak kemiklerinin kilitlenebilme özelliği vardır. Rabbimizin verdiği bu özellik sayesinde atlar hem ayakta uyuyabilir hem de çok ağır yükleri taşıyabilirler. Oysa insanlar, oturdukları yerde uyuya kaldıkları zaman bile başlarının yana düşmesini engelleyemezler.
Atların bacakları yalnız ağır yükleri taşıyabilmeleri için değil, aynı zamanda da hızlı koşabilmeleri için özel yaratılmıştır. Atlarda, diğer hayvanlarda olduğu gibi köprücük kemiği yoktur. Bu da onların daha büyük adım atabilmelerini sağlar. Ayrıca atların bacaklarında hızlandıkça harcadıkları kuvveti düşüren buna karşın hareket edebilme yeteneklerini artıran bir kemik-kas mekanizması vardır. Bu mekanizmanın çalışmasını otomobillerdeki vites sistemine benzetebiliriz. Hızlanan bir arabanın vitesini büyütmesi gibi atlar da hızlandıkça adeta vites büyütürler. İtme için harcanan güç azaltılırken, hareket yeteneği artar.
Peki atların vücutları niçin çok ağır yükleri taşımaları ve çok hızlı koşabilmeleri için dizayn edilmiştir? Normalde ağır yük taşıma ve hızlı koşma yeteneğine sahip olmak, atın çok fazla işine yarayacak özellikler değildir. Öyleyse atlar bu özelliklere niçin sahiptirler?
Cevap çok basittir. Atlara bu yetenekler kendileri için değil, insanlara faydalı olabilmeleri için verilmiştir. Yani atlar, Allah tarafından bu özellikleriyle insanlara hizmet etmeleri için yaratılmıştır. Rabbimiz  hayvanları insanlar için yarattığını ayetlerinde şöyle bildirmiştir:
Ve hayvanları da yarattı; sizin için onlarda ısınma ve yararlar vardır ve onlardan yemektesiniz. Akşamları getirir, sabahları götürürken onlarda sizin için bir güzellik vardır. Kendisine ulaşmadan canlarınızın yarısının telef olacağı şehirlere onlar, ağırlıklarınızı taşımaktadırlar. Şüphesiz sizin Rabbiniz şefkatli ve merhametlidir. Onlara binmeniz ve süs için atları, katırları ve merkebleri (yarattı). Ve daha sizlerin bilmediğiniz neleri yaratmaktadır? (Nahl Suresi, 5-8)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder